“Bahçelievler’de tarihi miras ve eğitim” adlı kitap çıktı

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürü Eğitim Müdürü Emin Çıkrıkçı ile Yazar Mehmet Akif Bal imzalı çıkan kitapta; ilçenin tarihi değerlerine vurgu yapılmış. Bunun yanı sıra devlet okullarının öncesi ve sonrası dikkat çekilmiş. İlçenin tarihi ve devlet okulları fotoğraflarla da süslenmiş. Bizde kitapta büyük emeği geçen Emin Çıkrıkçı ile söyleyişi yaptık. İşte Çıkrıkçı’nın gazetemize verdiği o söyleyişi…

Öncelikle böyle bir eseri Bahçelievler’e kazandırdığınız için tebrik ederiz. Neler söylemek istersiniz? 

Kültürel ve toplumsal vasıfları gelişmiş toplumlarda tarihin sadece siyasi ve askeri olaylardan ibaret olmadığı, toplumsal tarihinde önemli sayıldığı gerçeği, tarihçilikte giderek daha fazla yer tutmaktadır. Bununla birlikte, yerel toplumsal ve kültürel konulardaki tarih çalışmalarının, ulusal tarih çalışmalarına ciddi katkı sağladığı da bilinmektedir. Fakat yerel tarih çalışmalarının bizim tarihçiliğimizde yeni yeni yer bulmaya başlaması, kazançları yanında bu alanda çok yol almamız gerektiğine dair eksikliklerimizi de ortaya koymaktadır.

Bahçelievler’deki tarihi eserleri nasıl tespit ettiniz?

İstanbul’un beşeri ve kültürel yapısı içinde hatırlı bir yerde duran Bahçelievler ilçesi ciddi şekilde incelendiğinde, Bahçelievler’in büyük bir tarihi mirasla iç içe bir yerleşim yeri olduğu da görülmektedir. Her ne kadar, tarihi ve kültürel mirasının çok önemli kısmını kaybetmiş olsa bile, Bahçelievler halâ önemli bir zenginliği bünyesinde barındırmaktadır. Bu sebeple Bahçelievler, tarihi kökleri olan bir semt olma itibarıyla yoğun yerel tarih ve kültür çalışmalarını hak etmektedir. İlçe özellikle sözlü tarih çalışmaları açısından ciddi bir malzeme zenginliğine sahiptir. Çünkü ilçe olarak kurulduğu zamanları gören ve bilen çok sayıda tanık halen hayattadır. Buda işimizi kolaylaştıran taraf oldu.

İlçemizde bulunan tarihi yapılar, İstanbul’a nasıl bir değer katıyor?

Bereketli ve stratejik bir coğrafya üzerinde kurulan, iki imparatorlukla bir Cumhuriyete ait eserleri üzerinde üç katman halinde barındıran Bahçelievler, bugün her yönden İstanbul’un gücüne güç katan bir özelliktedir. Bahçelievler’deki tarihi ve kültürel doku, hem Bahçelievler`in ve hem de İstanbul’un sosyokültürel siluetine etki edecek kadar önemlidir.

Tarihimize yeterince sahip çıkıyor muyuz? Gelecek nesillere nasıl aktarmalıyız…

Bahçelievler’in sadece bir konut alanı veya bir sanayi bölgesi olarak anlaşılmasının önüne geçilerek, tarihi ve kültürel dokuya sahip bir yerleşim yeri ve hatta ciddi bir turizm potansiyeli taşıyan bir kültür alanı olarak ifade edilmesi lüzumludur. Bunun için öncelikle, ilçenin tarihi ve toplumsal yaşamına dair özelliklerin tespiti, incelenmesi ve ihyası gerekmektedir. Bahçelievler’deki tarihi dokunun ve toplumsal yaşamın ortaya çıkarılması, Bahçelievler’e çok müspet etkiler yapacaktır. Bahçelievler’deki tarihi miras bir taraftan da, ilçede yaşayan insanlarda ciddi bir aidiyet duygusu ve yaklaşımı geliştirecektir. Böylesi duygu ve düşünceler, İstanbullu olma yaklaşımlarını ve şehirlilik kültürünü yoğun şekilde besleyecektir. Bahçelievler’de ortaya çıkarılması ve korunması gereken tarihi miras bir taraftan da bizden sonraki kuşaklara bırakılacak bir miras özelliği taşımaktadır. Tarihi eserlerimize ve kültürel özelliklerimize göstereceğimiz saygı temelli sahiplenme yaklaşımı, bizden sonraki neslin bize yönelik saygı ve vefa duygularını ise doğrudan etkileyecektir.

Kozmopolit yapıya sahip olan Bahçelievler, şuan hangi konumdadır?

Geçmişinde tarım alanlarıyla, av alanlarıyla, çiftlikleriyle, mandıralarıyla, temiz temiz akan doğal suları ve çeşmeleriyle, her türlü meyvenin ve sebzenin yetiştiği bahçeleriyle, sanayileşmeyle birlikte fabrikalarıyla öne çıkan Bahçelievler, tarihin derinliklerinden bugüne yolların kesişme ve insanların birbiriyle buluştuğu bir kavşak noktasıdır.