Türkiye için otomotiv fırsatı

Türkiye için otomotiv fırsatı

EKONOMİ 27.11.2021 12:44:54 0
Türkiye için otomotiv fırsatı

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) iş birliği ile düzenlenen “Otomotiv Tedarik Endüstrisinin Geleceği” konferansında; dünya genelinde önemli bir değişimden geçen sektörün geleceği mercek altına alındı.

İSTANBUL (İGFA) - OİB ile TAYSAD’ın Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteğiyle online olarak düzenlediği “Otomotiv Tedarik Endüstrisinin Geleceği” konferansı; “Tedarik Sanayinin Geleceğini Yeniden Tasarlamak” mottosuyla gerçekleştirildi.  Konferans; Türkiye’nin yanı sıra dünyadan da önemli bir isme ev sahipliği yaptı. Bu kapsamda etkinliğe; kariyeri boyunca Adam Opel AG, Porsche AG, Peugeot Almanya ve Citroën Almanya gibi kuruluşlarda üst düzey görevlerde bulunan, halen Duisburg-Essen Üniversitesi’nde kurucusu olduğu Otomotiv Araştırmaları Merkezi’nin (CAR) yöneticiliğini yapan, Almanya’da otomotiv sektörünün öncü kanaat önderlerinden Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer katıldı. Türkiye Otomotiv Projesi Almanya Lideri Alper Kanca moderatörlüğünde gerçekleşen konferansta; dünya genelinde büyük bir değişim sürecinden geçen sektördeki gelişmeler mercek altına alındı.

Konferansın açılışında konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, otomotiv endüstrisinin büyük bir hızla bugünkünden farklı bir endüstriye dönüştüğünün altını çizdi. Dönüşümün tedarik endüstrisi açısından risk ve fırsatları beraberinde getirdiğini kaydeden Çelik, “İçten yanmalı motor ile çalışan araçlarda kullanılan pek çok aksam ve parça; elektrikli ve otonom araçlarda kullanılmıyor. Sektör ile bağlantılı bazı iş alanları ortadan kalkıyor ancak yeni iş alanları da ortaya çıkıyor. Dönüşen sektörde rekabetçiliğimizin korunabilmesi için tedarikçilerimizin de bir an önce bu sürece hazırlanmaları çok önemli. Boston Consulting firmasının yaptığı bir araştırmaya göre; Avrupa’da içten yanmalı araçlara parça üreten şirketlerde 500 bin kişilik istihdam kaybı oluşacak, buna karşılık yeni nesil sıfır emisyonlu araçlara tedarik sağlayan şirketlerde 300 bin kişilik istihdam sağlanacak. Yani otomotivde yaşanan dönüşüm neticesinde yaşanacak istihdam kaybının bir bölümü yeni iş alanları ile telafi edilebilecek. Bu nedenle yeni meslek alanlarında uzmanlaşmanın teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması önem taşıyor” diye konuştu.

TAYSAD Başkanı Albert Saydam da “Kurumlar arasında sinerjinin güzel bir örneği ortaya çıktı. Bu iş birliğini genişleteceğiz. Verilen bilgiler çok değerli. Otomotiv sanayi, dünyanın dinamik en hareketli sanayilerinden… Yapay zekâ, otonom sürüşler ve elektrikli araçlardan dolayı bir dönüşüm içerisindeyiz. Yeni bir zaman, yeni kurallar, yeni bir konsept… Dünya sürekli değişiyor. Daha çok bilinmezle karşı karşıyayız” dedi.

Türkiye Otomotiv Projesi Almanya Lideri Alper Kanca ise “Bu iş birliği TAYSAD ve OİB arasındaki çalışmanın bir ürünü. İki yıldır özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere odağında iş birlikteliklerimizi ve ihracatımızı artırmak adına çalışmalar yapıyoruz. Bu da Almanya ile ilgili yaptığımız ortak işlerimizden biri” açıklamasını yaptı.
 
Etkinlik; Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer’in konuşması ile devam etti. Otomotivde dönüşüm konusunda yaptığı çalışmalarla dikkat çeken, Alman ekolünün ünlü ismi Prof. Dr. Dudenhöffer, “Otomotivdeki değişim tahminimizden çok hızlı. Tüm endüstrinin bu değişime hızlı bir şekilde adapte olması gerekiyor. Geç kalan, kaybeder” dedi. İklim değişikliğinin otomotivdeki dönüşümün tetikleyicisi olduğunu vurgulayan Dudenhöffer bu değişimi “bir devrim” olarak tanımladı. “Elektrikli araç satışı sayıları Çin’de ve Avrupa’da artıyor” ifadelerini kullanan Dudenhöffer, şu açıklamaları yaptı: “Büyük bir dönüşüme gidiyoruz. Nelerin değişeceğinin çok azını görüyoruz. Bir devrimden söz edebiliriz. Bu yapay zekânın devrimi olacak. Yapay zekâ ve otonom süreci, farklı bir dönem yaşatacak ve araç anlayışımızı değiştirecek. Eskiden müşteri aracı alıyor, 5-6 yıl kullanıyor, satıyordu. Gelecekte ise araç aboneliği olacak, aylık taksit ödeyeceğiz. Her şey dijital, araç kapımızın önünde olacak ama tüm riskler, beklenmeyen tamir işleri, sigorta gibi tüm masraflar aylık abonelik ücretinin içinde olacak. İnsanların arabaya karşı anlayışı, satış sistemleri, yedek parçalar gibi pek çok şey değişecek.”
 
İçten yanmalı motorlu araçların satışının 2050’de çok azalacağını vurgulayan Prof. Dr. Dudenhöffer, Türkiye’nin bu süreçten kazançlı çıkabileceğini söyledi. Dudenhöffer, şu açıklamaları yaptı: “İçten yanmalı motorlu araçların satışı 2030’a kadar yüzde 70 düşecek. Bu alandaki tedarikçiler bugüne kadar bir şey yapmadıysa, zaten geç kalmış demektir. Ne kadar hızlı bir şekilde buna uyum sağlarsak o kadar iyi olur. Bu süreçte 500 bin kişinin işini kaybedileceği konuşuluyor ama çok daha fazla yeni istihdam da sağlanacak. Ben bu durumu Türkiye için büyük fırsat olarak görüyorum" dedi.