1998 yılında Milli Görüş lideri rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca tarafından kurulan Anadolu Aslanları İşadamları (ASKON) Derneği’nin çizgisinden çıktığı görülüyor. 13. Olağan Genel Kurul’da ise yaşananlar ASKON’un karanlık yüzünü de gözler önüne serdi.
Bir gazeteci olarak İstanbul WOW Otel’de yapılan Genel Kurulu yakından takip etmek istedim. 15 yıllık gazetecilik hayatımda ilk defa bir Genel Kurula alınmadım. Ama ben buna alındım! Şeffaflık ve adaletli bir davranış beklerdim. Ne yazık ki, bunları görmek mümkün değildi. ASKON’un karanlık yüzünü biraz daha görebilmek için salona güvenlik çemberini aşarak mutfak kısmından güç bela girdim. Deşifre olmamak için birden fazla yöntem uyguladım. Salonda gördüklerim beni hayrete düşürdü.
Mevcut ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, iki aday olmasına rağmen rakibi Orhan Güngörür’ü yok saydı. Güngörür’ü yuhalatan Aydın’ın sandık başlarına da kendi adamlarını koyduğu görüldü. Verilen önergelerde fotoğrafçının da, kameramanın da, görevlinin de el kaldırdığı kayıtlara geçti. Bununla ilgili de video çekimleri de incelenebilir. Divan Başkanı da dahil olmak üzere salondaki birçok kimse Orhan Güngörür’e şans tanımamak için ellerinden geleni yaptı. Ama buna rağmen Orhan Güngörür 128 oy alarak tarihe geçti.
Bana göre bu oylar tamamen organik ve temiz niyetli, düşünceli insanların tercihiydi. Değişimin fitilini yakan kişilerdi.
GENEL KURUL’DAN NOTLAR
Ataköy WOW Otel’in girişi tamamen Orhan Aydın’ın kendi fotoğraflarıyla süslenmiş durumdaydı. Orhan Güngörür’ün ise herhangi bir tanıtım afişine izin verilmedi. Sadece ve sadece otelin dış kısmında yelken bayrakları bulunuyordu. Ki onları da kaldırmak istediler.
Demokratik yarışa tahammülü olmayanların Türkiye’nin en önemli işadamları derneği olması ne acı!
Bunun yanı sıra hediye kutuları üyelere ücretsiz olarak dağıtıldı. Sormak istiyorum; bu değirmenin suyu nereden geliyor?
‘BİZDENSİN GEL-GEÇ!’
Ne gariptir ki salona Orhan Güngörür’ün avukatlarının girişine de müsaade edilmedi. Ama kendi avukatları da Genel Kurul salonundaydı. Şuna da şahit oldum; kontrol noktasında Türkiye’nin birçok ilinden gelen ve kendine oy kullanacağını bildikleri üyeler, delegeler ve hatta onun yanında bulunan bazı isimlere de yol verdiler. Bir kişi kartını gösterdi, beş kişi geçti.
Tabi bu sırada bende neden adaletsiz davranıyorsunuz dedim, onlar da yok öyle birşey diyerek zeytinyağı gibi üste çıktılar!
Genel Kurul salonunda ise tamamen bütün kontroller Orhan Aydın’ın adamları tarafından yapıldı.
YOK, SAYMAK NE KADAR AYIP
Yaklaşık bir saat Başkanın videosu izletildi. Diğer aday Orhan Güngörür’e gelince 5 dakikada kendisini tanıtması istendi. 5 dakikada kim neyi tanıtabilir ve kendini anlatabilir ki? 5 dakikayı geçince de mırıldanmalar, Divan Başkanı’nın müdahaleleri kayıtlara geçti. Tek aday gibi yarıştıkları ve rakibi yok saydıkları için Genel Başkan Adayı Orhan Güngörür’ü protokolün ön kısmında 2-3 kişilik yer ayrılmıştı. Bu da seçimin şeffaf olmadığının bir göstergesiydi. Sandık başlarında Orhan Güngörür’ün herhangi bir adamı olmadığı için görevli kişilerin oy kullanması muhtemeldi. Tüm şubeler ayrı bir sandıkta oy kullandı. O sandığın başında 7 kişi vardı. Sandığı adeta abluka altına almışlardı. İçine zarfları doldursalar bile kimsenin buna müdahale etmesi mümkün değildi.
BU İDDİALAR NE YENİLİR, NE YUTULUR
ASKON Genel Başkan Adayı Orhan Güngörür’ün gündeme taşıdığı iddialar ise yenilir yutulur cinsten değildi. Çünkü Güngörür, ‘ASKON’un 676 bin doları nerede ve neden adi senede dönüştürüldü?’ diye sordu. Bu soruya cevap çıkmadı. AK Partili bazı milletvekilleri de buradaydı. Aslında bu sorunun cevabı Genel Kurul’dan önce ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın’ın senet borçlusu olan M.K.’yı evinden alıp ASKON’da 1.5 saat ağırlamasında saklıydı. Eğer bu iddialarım yalansa çıksın açıklasınlar. Bu arada 676 bin dolarında ASKON üyelerinden Kuyumcukent’te yer alabilmek için toplandığı, daha sonra bu parayı M.K.’nın kendi şahsına kullandığı ve karşılığında kasaya senet koyduğu da bilinmekte. Küsen ve istifa eden yöneticilerde bunu doğruluyor.
KUYU NEREDE, PARA NERE DE?
Orhan Güngörür’ün diğer iddialarına gelince; Deniz Feneriyle birlikte Afrika’da su kuyusu açacağız denmiş ancak ortada kuyu var yandan geç olmuş! Hele Güngörür’ün diğer gündeme getirdiği iddia ise çok can sıkıcı. Teşkilatlanma Başkanı olan birinin Bosna Hersek seyahati sırasına kendini personel gösterip gitmesi de ASKON’u zarara uğratan bir diğer husus.
ÜLKENİN KALKINMASINA KATKI SUNAMAZLAR
Devletin yetkili ve etkili kurumları ASKON’un karanlık yüzünü araştırmalı. Çünkü bu işadamları derneği Türkiye’nin kalkınmasına bu şekilde katkı sunamaz. Siyasetçiye de doğru yön veremez. Besmele ile kurulan bu derneğin içine haram girdiyse vay halimize…
SİYASİ VE TİCARİ RANT KAPISI
Kısaca insanların özü, sözü doğru olmalı. Şeffaf, adaletli olmalı. Adaletli olmazsanız adaletsizce aldığınız o oylar ilerleyen yıllarda bela ve musibetlerle döner. Siz, siz olun doğruluktan şaşmayın. Bir koltuk için başkalarının hakkını gasp etmeyin. Dünyada fırıldak olanların, ahiretini düşünmek bile istemem. Kurumsal bir yapı gibi görünen derneğin aslında başkanın ve çevresinden başka kimseye faydasının olmadığı anlaşılıyor. Sanırım burada büyük rant var. Hem siyasi, hem de ticari rant var. Buralarda bulunmak üst düzey yöneticilerle sıcak temas kurmak demek. Ticari rant ise teşviklerden faydalanıp önce kendine ve yöneticilerine fabrika kurmak demek.
Binlerce üye o zaman bu teşviklerden neden faydalanamıyor?
Güç odaklarının gölgesine sığınanlar, Bakanlarla fotoğraf çektirenlerin sonu ne yazık ki, hep hüsranla bitmiştir. Umarım, bu tip kurumlar tüm üyelerin faydalandığı ve ülkenin gelişmesine, büyümesine katkı sağlayan yerler haline gelir.
Bir İtalyan atasözüyle yazımı bitirmek isterim: ‘Bir final kazanmak istiyorsan, bir finali kaybetmelisin’ Yani kısaca galiptir, bu yolda mağlup…