Engin ÖDER


Otlar boy boy, vaatler goy goy…

İnanmak, çalışmak ve başarmak...


Bahçelievler Kocasinan Spor Tesisi ve Zemin Altı Otopark Projesi’nin yerinde yeller esiyor. İn cin top oynuyor. Otlar insan boyunu aşmış. Kapısı açık. Şantiyenin kendisi var, içinde kimse yok. İlgili de, ilgilenen de yok. Buraya kim bakıyor? Kim ilgileniyor? Bilen de yok, gören de yok. Hatta soran da yok. Seçim zamanı gelince siyasiler, vaat vermeyi iyi biliyorlar. İş icraate gelince, bir sorumlu bulmak, bulanık suda balık avlamak gibi bir şeye benziyor.

FATURAYI KİME KESELİM?

Bakıyorum aradan 4 yıl geçmiş. Bu sürede Kocasinan Stadyumu’na bir çivi bile çakılmamış. Bu olumsuzluğu kime fatura edeceğiz. İBB’nin eski rahmetli Başkanı Kadir Topbaş’a mı, yoksa şu an mevcut Başkan Ekrem İmamoğlu’na mı? İkisi de vaatlerini yerine getirmedi. Kadir Topbaş, 2014 yılında Bahçelievler’e müjde başlığı altında Kocasinan Stadyumu’nun en kısa sürede halkın hizmetine sunulacağını belirtmişti. Nitekim 2017’nin sonunda burası yıkıldı. 2019’ın Mart ayında da bitmesi bekleniyordu. İstanbul halkı oy verdi CHP’yi iktidara getirdi. Ekrem İmamoğlu, mührü aldı. İmamoğlu, 2020’nin Şubat ayında Bahçelievler’e yaptığı ziyarette Mart, ayında kazma vurulacağını söylemişti. Gelinen noktada bir arpa boyu yol alınamadı.

DERDİMİZİ MARKO PAŞA’YA MI ANLATALIM

Sanırım 2024 yılında yapılacak Yerel Seçimler bekleniyor. Seçim zamanı gelince vaatleri havada uçuşturanlar, seçim bittikten sonra kabuğuna çekiliyorlar. Derdimizi Marko Paşa’ya mı anlatmalıyız. Gerçi Marko Paşa da tarihteki yerini aldı. Ancak Kocasinan Stadyumu’nun çimlerine gençler bir türlü ayak basamadı. Millet Uzaya seyahat etmeye başladı. Biz hâlâ Kocasinan Stadı’nın akıbetini konuşuyoruz.

AMATÖR PERDE AÇILIYOR

İstanbul Amatör Ligleri’nde ilk düdük 16 Ekim’de çalacak. İlçemizi temsil edecek olan Bahçelievlerspor, Yenibosnaspor, Kocasinanspor ve Bahçelievler Soğanlı Olimpikspor, hazırlıklarına son sürat devam ettiriyor. En hazır, en iddialı bir takım hüviyetinde olan Bahçelievlerspor, bu sezon Süper Amatör Lig için ciddi bir bütçe oluşturdu. İyi bir kadro ve iyi bir Teknik Adam’la anlaştılar. Bahçelievlerspor’u bir-iki yıl içerisinde Profesyonel Lig’de görebiliriz. Bunu söylerken hem A Takım’ın başarısı, hem de Alt Yapı oluşumu ve Tesisleşme çalışmalarından dolayı bu kanıya vardık.

YENİBOSNA, GENÇLERE BEL BAĞLADI

Yenibosnaspor, lige katılıp katılmama konusunda çekimser duruyordu. Alınan kararla yeni sezona öz kaynaklarıyla devam edecekler. Bu sezon yetenekli genç futbolcularla beraber lige iştirak edecekler. Ligden düşebilirler de, kalıcı da olabilirler. Genç futbolculara şans vererek büyük bir kazanım elde edebilirler. Şuna eminim ki, genç oyuncular Yenibosnaspor’a çok şey katacaktır.

KOCASİNAN’NIN GELECEĞİ SAHADA

Kocasinanspor’a gelirsek. Ekonomik sıkıntılarla boğuşuyorlar. Bütçeleri sınırlı. Kadro yapılanmasının henüz nasıl olacağını bilmiyoruz. Kapalı bir kutu. Onları da lig başlayınca hep birlikte göreceğiz. Sahalarının olmaması Kocasinan’ı bu sene de üzecek.

DÜŞÜK BÜTÇEYLE BAŞARI HEDEFLENİYOR

Pandemiden önceki sezon 1.Amatör Lig’de şampiyon olmuştu. Yani o kadroyu muhafaza etmek istiyorlar. İçlerinden takıma katkı sağlamayacağı isimlerle yollarını ayıracaklar. Eksik olan mevkilere tecrübeli, ahlaklı, abilik görevi yapabilecek futbolcuları takıma adapte edecekler. Kısaca az düşük bütçeyle başarılı olmak istiyorlar.

MİLLİ TAKIM’DA SİSTEM YOK, 90 DAKİKALIK MAÇLAR 45 DAKİKA OYNANIYOR

Amatör Liglerin başlayacak olması futbolseverler açısından sevindirici. Türkiye’deki futbolumuzun durumuna gelecek olursak. Hollanda’dan 6 gol yiyen, Karadağ ve Letonya’yı yenemeyen Ay-Yıldızlı ekibimizin hâlâ bir oyun sistemi yok. Şenol Güneş gibi bir futbol efsanesi gitti. Yerine Almanya’da alt yapılarda görev yapan bir dönem Beşiktaş forması giyen Stefan Kuntz geldi. Nasıl bir başarı elde edilecek muamma. Eğer Norveç’e kaybedersek Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası’nı evden seyredeceğiz. Milli Takım’ın Avrupa Şampiyonası gruplarında elde ettiği başarı, şampiyonaya yansımadı. Milli Takım, sıfır puanla evine döndü. Avrupa Şampiyonası’ndaki başarımızı gazla çalışan arabanın belli bir noktaya kadar yol almasına benzetiyorum. Gaz bitince yolda kalıyorsun. Eğer benzinin yoksa, en yakın benzinciye kadar yürüyerek gidersin. Eğer futbolda bir sistemin yoksa Cebelitarık gibi takımlar seninle boy ölçüşebilir.

AMPUTE MİLLİ TAKIMI’NI ÖRNEK ALSINLAR

Bir tarafta milyon dolarlar kazanan A Milli Takım futbolcuları, diğer yanda iki defa üst üste Avrupa Şampiyonu olmuş Ampute Milli Takım. Biri göğsümüzü kabartırken diğeri millete saç baş yolduruyor. Tebrikler. Türk ruhunu siz temsil ediyorsunuz. Hayat işte böyle bir şey. Eğer iman varsa, imkan da oluyor. Çalışmak, inanmak, Türk halkının gücünü yüreğinde hissetmek ve sisteme bağlı kalmak. Gerisi zaten geliyor.

TÜRKİYE’DE FUTBOL YAVAŞ OYNANIYOR

Dört büyük takımın borç batağında olduğunu hepimiz yakinen biliyoruz. Yabancı oyunculara verilen milyon dolarlar, tertemiz Türk çocuklarına verilen düşük paralar. Büyük takımların alt yapılarında bir sürü futbolcu var. Ama onu oynatacak yürekli, cesaretli hoca sayısı az. Geleceği değil, gündelik başarılara odaklanmış durumdayız. Bir takım bir maçta 3 puan kaybedince sanki dünya yerinden oynuyor. İkincisi, Türkiye’de futbol 90 dakika değil, 45 dakika oynanıyor. Yere yatan kalkmıyor. Hakemler de buna göz yumuyor. Futbolun seyir zevki ve marka değeri düşüyor. Maç izlerken uykunuz geliyor. Artık bu durumdan bir an önce kurtulmalıyız. Ayrıca maç bittikten sonra saatlerce pozisyonları konuşmanın bir anlamı yok. Neyi paylaşamıyorsunuz? Altı üstü bir pozisyon. Bir de İngiltere’deki lig maçlarını seyredin de maç nasıl oynanır görün. Maçlarda gol sesi çıkmıyor, ama kemik sesi çıkıyor. Hakeme itiraz yok. Yerde yatan futbolcu yok. Türkiye’den İngiltere’ye gidebilen nadir futbolcular da bu yüzden fazla başarılı olamıyor.